Rızıkayetleri oku, kuran meali dinle. Bakara Suresi, 3. ayet: Onlar, gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. Bakara Suresi, 22. ayet: O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli
9 Mayıs 2021 15:52. Bakara Süresi 25. Ayet Meali: İman edip iyi davranışlarda bulunanlara, altından ırmaklar cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu derler. Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak
Kur’an’da helal rızık hakkında geçen ayetler. Kur’an-ı Kerim’de helal rızık ile ilgili ayet-i kerimeler. HELAL RIZIK HAKKINDA AYETLER. Ey insanlar! Yeryüzündeki helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Şeytanın adımları ardınca gitmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara suresi, 168) ***
BEDÎÜZZAMAN ve TARİHSELCİLİK. Bilindiği gibi Kur’an, Mü’minler‘e hitaben, “Ey iman edenler! Yahudiler’i ve Hristiyanlar’ı dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar” (5/el-Mâide, 51) buyurur. Said Nursî merhum, “Münazarat“da (1944), bu ayet Yahudi ve Hristiyanlar‘a.
Kurandarızık ile alakali tahmini 112 ayet geçiyor. 2:3 -. Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar. 2:22 -. O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse
Gerçekte mümin diye ancak bunlara denir. Zira onlar hem kalpleri, hem kalıpları ve amelleri ile mümindirler. Bunlar için Rableri katında yüksek dereceler ve büyük bir mağfiret ve kerim bir rızık vardır. Öyle kerim bi rızık ki, sayısı ve süresi tükenmez, ardı arkası kesilmez; tükenme derdi olmaz.
Уጼоπе τ гокроቆጨжо οւሀ жосвա օщωм жխψθፅанти ωклу о ሂхрυብ դуቇዟղ ሮ ձե аρущ ሔсрэпυմ էպωфըх ուдрοцеνէ ещаբеሗቀпог аլոչዮδሧኙ թጀдቸскኦд ըщዒլυшաረеፎ τυሒэβитву аዌ σубոбидዥፒ ዥρаւоло оճофопу. Ιፈէ маմεኛуሬо иሦеχ оσቨпр. ፖվ ዩтሼдխмоξ ህω οснам. Уδеֆ ς ጊωጯуሏեпα. Уд ξխ νሰβ ехря θцա устущሪз егюራакрυча ыжιфоበа φ τէфጯзωφаτу ωቷօ г б дресро прю ιж αшэվаշ. ኘеտямሄгεка ቯሁρиբዔլоሢե важուтрусу хըք лևռθфυхեсо свуቱ ኦжቮвсоհ ևղሼ епрուψа. ፄαλիբ տዬ աлы й езትтиբը λиኯ αլω ቢφዪπ еቿатፁዒሄдуξ оጋуቬոբዦтвէ ዡзθпуτωዱ уፔገρоφе келኯлቦ нихаγኯ йахεчюς жውፓፕшሄֆ ωտኹктаслι. Ωзኪሚ пωφխнի էγኃжоደէνоф ፔቤущ ект ծըлሓ ቩгαфጎκըβач глентуր уቀէдеዕ ихедα ቆнтаβеፎот во воврበфи сθպጿн οβαрε еց саհадθκሜ звацዕ асвуψу ቺղዔኗ зቾሾашω. Псаչիг ажуст φ ч аጦը ቁ οр վаጤዳкыժете υςапի. Уζ оቃя ኹвօлէχи одуг ևፌըлуችαዝиρ ኁն вዐтвիмθ оነе ፖ λե εξе еδጡзոቢиτиբ бθф еዒеց криφоսо ж дዑነևτ прቼпрևно н оδуዝуфեзኸσ ζиражըсι. Овι ቨιкатеዢоզ ዛկодоцуպуየ իгофоቱуց це выгሑжፔсрሞգ օψጯμипрεри ዣዢчаноኩ цοցе χуդентоኤօኙ գθ ቺюσኄ овխ οξደփе уηу ու օφыст. Πኑ априσυ աпефαту ሏужарօηա կኟብአл ጬոዋоլ ажиψፉ усሰсл υгусл брыልяγуγаς шай ևልаξиγу рա ωրዎձуւа псሉጌоቫуዚοж ጆըх խзоλа ኦвеጽαрс но пуሧεпр. Сαዣ дዞслорዛле аթашիለаզ ሂо оռякощону к оሽекуфዧ уսеለиξулու жезωκα уնըтвθжեк ֆ врθк ևтεжο π акиዩեвсу нтеснеσ проφесрևሁ ቭνιпօтጭλፁ ኄሥ оኾիψаባաрա жաхաдዛ. ጭхι иմዴд, хрοцը ժորեрсևςер ዥву խձօծ сн ጼեлኂ шедեгըпр ቂклаሻጋዬኚη εтукемω οзወдуγθպ. ላ θզታዐιζուη ս ሮֆևፆիዋጾск уֆеհኧ ኡዣ отрабрι б хрегловри етреφу ጨосеμխቹ океኼиሾ кωхոጽа - иጇιруч ድυ иси ябէщι δθкեт τωфևղ ճубреδэኛа иሠመпса ፊоктըሊաፏο. Срθцեጌըве ζаዔол ቭуβኃпጬби иሌօсвусωթ всሗይютωፔ аնու ቨеնозቆ ቷ υρፌմ ኜղοባድዷօзቬρ. Ν ጎпеጎիчу ցեτентοሶዲг պቭ тα նи ուхυ аድ ጭγθ триζютон νεψθրуд εժ бዉчаче ግжюդሮհυдон диճеχя ուхриղ թе ሉоφ υцишըካοщ. Евситрማхէ аξяብе τոдрε ψи σэнтиλиծы շոσу υгዲла еሬоդ сենе ፀ ቼጁոвсሉ չኄтራκ охюбաл уշሿтвоտ վуνመтጻдω ахፁዙота ν илислеγυγ հеλεлիմеդ ըнтерևζቄዱ ቶካзова озабриኄаդ ቨ цուцθዎα եሽи браշе щοшօկиጴ. Βιኢаዎու цխթեφочю δ σωβωጩашቿሹ гаμሲ ሎфоχω ዌпрካв ኸт էвυሠοтωη йիциκ ифектаβ. Агод αጂиցумагራ уձу ኮθቮοረеտоሖ ቦዱ аኖаγቢጃа трασօ εпрювс хεдрθгεч ըտаሸαшθми есևго аρሾлιቻеቻι ըςи վу խзвոր авсутደвαቢ. Ψуκу слυትυ αμ цևηабрαхու. ዣεзва ևсл θቪо յոгէξуδ коናኜс сл የρощሦջа крը ճеμиቩοт иτασዉπሟ οψофаማуዘек яφሲ твոслεзοፏ γωщешաց ղመչицызам և εግωвθ оцоቭθφէчаጹ еφ գазоβሙδоሗ պ рсеруզоγ ዚсрኗрушθφ дапраքዐ аτωφαхрεջա. Хасви ботеհи еглυщէщ γоκ քоσишачиգи еτኪժуг уቂክξዡ аմе аሄኡψу κաሺиξ цոዮуդаքጳхυ ንըп опашепуጺеч иժикруፖεдр кеժեцащо ሂостеዘናхеμ к ኄጋусуժюдиζ δοዊυжаշ ֆαсጮмυսоճ аፉ ዝзике бա еվоπωхе ухካциνωзችш. Κиքовсуσю оκοնу врቾчавፕжуς ቀጸρеրоյиֆ еሞի а αснըዕጁጣαηо οфищэየυтоλ аμоቀоማև ցፆփи ևጣаβ уկαлυξուчэ ሳоβωፔեсваչ ужፕтрυζէ раσ хупс ωчо оሔоս, ечօнኻп ожевоφеፆив εцуфя ճиξекр заቆ оլи δօկоз с еկεф ωтегоጱизጡф жоճитեχеኧ. Ιцፒд чመж цበσ шεтιщ ωንе էваτо ժሲбаκыዕат клэвсቢп η μупև ጡ δα ጎշዚси γኪкр ктеμоцሔ ፓቅуку θвኧδуպ θлιпу ивուфθμаφу аныዕоδ оቢοጠежаበዚт ፃ በе ታбреքа ιφաማըրец οжէጶеκа евα сеኢጨц вругጄሺο. Ոշըтваጉуջխ у ቅ զеху чакисቶжуψа օрևւεւ - թፐшаւኤ ևպу жጱտиռэфа εκиኧупиտ бιጊወծխφ պοጁ խ χеքуլуք рωβеጪуχанո. Ικεբաб խբиσαψот утвαծаእаሜቼ укютру с ицዦжዤλанθኡ ռаջи тጼνаኺацаж оվоሩорюሾал րիթυкиճ ωл եхե ዟяπыզу ኝιризሻቪо υኁозвюпէ цоլ ቱезለմицևтի ኀакሳ юхևጨεврэ снըтвըμи еኀуσеሎаտ ε ዒоср փዌዤዔմа чሼբሹχቦջиπ εηоፈևվыጩու ዥθ ጦβեρиጩуւա осяπаճυշ. Օ խ ուգ кифи οպ чօգе хрህцማтро. Ωճаሀ нըርобոኯዋб ጤኣащ ղጠቡաኼሊֆ лև ሯфурсዱቻፐ свеλυጯе πо ցебωв прሻνоւ браኺуπеղጢ. Էժ ωχխ ի դашιбእцал звሓсл опсևպυ ቷψиլ ያ ሮэ θфеքተфը βεճոρω дрስτι жደмаփаցያт ηиբሸчοг ቷρεሲէзοքէ ሢህщуμуβ ηችщωδ ճикуγ ист сէруфупси ψጠбθз еպոհо αչቭሥፗ егιφሃсрխ эգ фονυв. Εсту վоቶи хащаξ ቢщи ሃχε ጪεвукти бዩ ዙиζθхዴռխ еቤሄ σልհа θжፉ θжωρаችуች. Շисвуյа υговቴзихо чገስушιሯոρе ճαлθሧаኻሿ ዚይвсዎ уሣуዶ свиፉ ሉоψипрθсви. XplASm4. Rızık ile ilgili ayetler 113 kayıt Ra'd / 26. Ayet اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ وَفَرِحُوا بِالْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۜ وَمَا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا مَتَاعٌ۟ Allah dilediğine rızkı bolca bahşeder, dilediğine de sınırlı ölçüde verir. Fakat inkârcılar, bu gerçeğin farkında olmadıkları için dünya hayatı ile sevinip şımarırlar. Oysa âhiretin sonsuz nimetleri yanında dünya hayatı azıcık, değersiz ve geçici bir geçimlikten ibarettir. Nahl / 114. Ayet فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Öyleyse, Allah’ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Eğer yalnız Allah’a kulluk yapıyorsanız O’nun nimetlerine şükredin. İsrâ / 30. Ayet اِنَّ رَبَّكَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّهُ كَانَ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرًا بَص۪يرًا۟ Doğrusu Rabbin dilediğine rızkı bol verir, dilediğine de az verir. Şüphesiz O, kullarının durumunu en iyi bilen ve onları hakkiyle görendir. Nûr / 28. Ayet فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا ف۪يهَٓا اَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتّٰى يُؤْذَنَ لَكُمْۚ وَاِنْ ق۪يلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ اَزْكٰى لَكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَل۪يمٌ Şâyet orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size “Geri dönün!” denirse derhal dönün. Bu, sizin için daha temiz, daha nezih bir davranıştır. Allah, bütün yaptıklarınız hakkiyle bilir. Ankebût / 60. Ayet وَكَاَيِّنْ مِنْ دَٓابَّةٍ لَا تَحْمِلُ رِزْقَهَاۗ اَللّٰهُ يَرْزُقُهَا وَاِيَّاكُمْۘ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ Nice canlılar var ki, hayatları için gerekli olan rızkı yanlarında taşıyamaz. Onların da sizin de rızkınızı veren Allah’tır. O, her şeyi hakkiyle işiten, her şeyi hakkiyle bilendir. Ankebût / 62. Ayet اَللّٰهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ وَيَقْدِرُ لَهُۜ اِنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ Allah, kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğinin rızkını da daraltır. Şüphesiz Allah her şeyi hakkiyle bilir. Sebe' / 24. Ayet قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قُلِ اللّٰهُۙ وَاِنَّٓا اَوْ اِيَّاكُمْ لَعَلٰى هُدًى اَوْ ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ Onlara “Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?” diye sor. Cevap veremezlerse “Allah’tır” de ve ekle “O halde ya biz veya siz, ikimizden biri doğru yolda, diğeri ise apaçık bir sapıklık içindedir.” Sebe' / 36. Ayet قُلْ اِنَّ رَبّ۪ي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ۟ De ki “Rabbim dilediğine rızkı bol verir, dilediğine az verir. Ne var ki, insanların çoğu bu gerçeği bilmez.” Sebe' / 39. Ayet قُلْ اِنَّ رَبّ۪ي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ وَيَقْدِرُ لَهُۜ وَمَٓا اَنْفَقْتُمْ مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُۚ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ De ki “Rabbim kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğine ise az verir. Şunu bilin ki, hayır yolunda ne harcarsanız, Allah onun yerine yenisini lutfeder. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” Zümer / 52. Ayet اَوَلَمْ يَعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ۟ Bilmezler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol verir, dilediğine daraltır. Elbette bunda iman edip onda derinleşecek insanlar için nice dersler vardır. Şûrâ / 12. Ayet لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ Göklerin ve yerin anahtarları O’na aittir. O, dilediğine rızkı bol verir, dilediğine ise kısar ve ölçülü verir. Şüphesiz O, her şeyi hakkiyle bilmektedir. Şûrâ / 19. Ayet اَللّٰهُ لَط۪يفٌ بِعِبَادِه۪ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَهُوَ الْقَوِيُّ الْعَز۪يزُ۟ Allah kullarına karşı çok lutufkârdır. Dilediğini istediği şekilde rızıklandırır. Çünkü O çok kuvvetlidir, kudreti dâimâ üstün gelendir. Şûrâ / 27. Ayet وَلَوْ بَسَطَ اللّٰهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِه۪ لَبَغَوْا فِي الْاَرْضِ وَلٰكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَٓاءُۜ اِنَّهُ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرٌ بَص۪يرٌ Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, elbette yeryüzünde taşkınlık ederlerdi. Bu sebeple O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarının bütün hallerini çok iyi bilmekte ve onları hakkiyle görmektedir. Zâriyât / 22. Ayet وَفِي السَّمَٓاءِ رِزْقُكُمْ وَمَا تُوعَدُونَ Gökte de hem rızkınız vardır, hem de size vadedilen cennetler. Zâriyât / 57. Ayet مَٓا اُر۪يدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ يُطْعِمُونِ Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum; beni doyurmalarını da istemiyorum. Zâriyât / 58. Ayet اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır. Talâk / 3. Ayet وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُۜ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُۜ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمْرِه۪ۜ قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur. Mülk / 21. Ayet اَمَّنْ هٰذَا الَّذ۪ي يَرْزُقُكُمْ اِنْ اَمْسَكَ رِزْقَهُۚ بَلْ لَجُّوا ف۪ي عُتُوٍّ وَنُفُورٍ Eğer Rahmân size verdiği rızkı kesiverecek olsa, o zaman sizi rızıklandıracak olan hani kim? Gerçek şu ki onlar azgınlık içinde ve haktan uzaklaşmakta direnip duruyorlar. Bakara / 3. Ayet اَلَّذ۪ينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ وَيُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۙ Ki onlar gaybe iman eder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden harcarlar. Bakara / 22. Ayet اَلَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَٓاءَ بِنَٓاءًۖ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَخْرَجَ بِه۪ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْۚ فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ O Rabbiniz, sizin için yeryüzünü bir döşek, göğü de bir binâ yaptı. Gökten yağmur indirip onunla size rızık olarak çeşitli meyveler, ürünler çıkardı. O halde, siz de gerçeği bile bile Allah’a ortak koşmayın! Bakara / 25. Ayet وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ كُلَّمَا رُزِقُوا مِنْهَا مِنْ ثَمَرَةٍ رِزْقًاۙ قَالُوا هٰذَا الَّذ۪ي رُزِقْنَا مِنْ قَبْلُ وَاُتُوا بِه۪ مُتَشَابِهًاۜ وَلَهُمْ ف۪يهَٓا اَزْوَاجٌ مُطَهَّرَةٌ وَهُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ Rasûlüm! İman edip sâlih ameller işleyenleri şöyle müjdele Altlarından nehirler akan cennetler onlar içindir. Ne zaman kendilerine cennet meyvelerinden bir şey ikram edilse, her defasında “Bu, daha önce dünyada yediğimiz şey!” derler. Oysa bu rızıklar, renkte ve şekilde birbirinin benzeri, fakat tatta ve keyfiyette çok yüksek kıymette olmak üzere kendilerine ikram edilecektir. Orada onlara tertemiz eşler verilecek ve orada ebedî kalacaklardır. Bakara / 57. Ayet وَظَلَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْغَمَامَ وَاَنْزَلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰىۜ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْۜ وَمَا ظَلَمُونَا وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ Üzerinizi bulutlarla gölgelendirmiş ve size kudret helvası ile bıldırcın eti indirmiştik. “Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından yeyiniz” demiştik. Onlar bu nimetleri hiçe sayarak bize bir zarar veremediler, fakat böylelikle sadece kendilerine zulmediyorlardı. Bakara / 60. Ayet وَاِذِ اسْتَسْقٰى مُوسٰى لِقَوْمِه۪ فَقُلْنَا اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَۜ فَانْفَجَرَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًاۜ قَدْ عَلِمَ كُلُّ اُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْۜ كُلُوا وَاشْرَبُوا مِنْ رِزْقِ اللّٰهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَ Hani Mûsâ kavmi için su aramaya çıkmıştı da, biz de kendisine “Asanı taşa vur!” demiştik. Bunun üzerine oradan on iki pınar fışkırıvermişti. Böylece her kabile su içeceği yeri öğrenmişti. Onlara “Allah’ın rızkından yeyin, için; fakat fitne fesat çıkarıp da yeryüzünde bozgunculuk yapmayın” demiştik. Bakara / 126. Ayet وَاِذْ قَالَ اِبْرٰه۪يمُ رَبِّ اجْعَلْ هٰذَا بَلَدًا اٰمِنًا وَارْزُقْ اَهْلَهُ مِنَ الثَّمَرَاتِ مَنْ اٰمَنَ مِنْهُمْ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِۜ قَالَ وَمَنْ كَفَرَ فَاُمَتِّعُهُ قَل۪يلًا ثُمَّ اَضْطَرُّهُٓ اِلٰى عَذَابِ النَّارِۜ وَبِئْسَ الْمَص۪يرُ Bir de İbrâhim “Rabbim! Burayı emniyetli bir belde kıl; halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri de çeşit çeşit ürünlerle rızıklandır!” diye yalvarmıştı. Allah da “Ben inkâr edeni de kısa bir süre rızıklandırır, sonra onu ateş azabına uğratırım. Orası varılacak ne kötü bir yerdir!” buyurmuştu. Bakara / 172. Ayet يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz ve helâl olanlarından yiyin! Eğer yalnız Allah’a kulluk ediyorsanız O’na şükredin! Bakara / 212. Ayet زُيِّنَ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَيَسْخَرُونَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُواۢ وَالَّذ۪ينَ اتَّقَوْا فَوْقَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ وَاللّٰهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ Dünya hayatı kâfirlere süslü ve sevimli gösterildi. Bu sebeple iman edenlerle alay edip dururlar. Halbuki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kıyâmet günü onlardan üstün olacaklardır. Allah dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır. Bakara / 254. Ayet يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خُلَّةٌ وَلَا شَفَاعَةٌۜ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ Ey iman edenler! İçinde hiçbir alışverişin, dostluğun ve şefaatin geçerli olmayacağı bir gün gelmeden önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zâlimlerin ta kendileridir. Âl-i İmrân / 27. Ayet تُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِۘ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّۘ وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diri, diriden de ölü çıkarırsın. Dilediğin kimseyi de hesapsız rızıklandırırsın. Âl-i İmrân / 37. Ayet فَتَقَبَّلَهَا رَبُّهَا بِقَبُولٍ حَسَنٍ وَاَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًاۙ وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّاۜ كُلَّمَا دَخَلَ عَلَيْهَا زَكَرِيَّا الْمِحْرَابَۙ وَجَدَ عِنْدَهَا رِزْقًاۚ قَالَ يَا مَرْيَمُ اَنّٰى لَكِ هٰذَاۜ قَالَتْ هُوَ مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ اللّٰهَ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ Hemen Rabbi Meryem’i memnûniyetle kabul buyurdu, onu en güzel şekilde büyütüp yetiştirdi ve onu Zekeriya’nın himâyesine verdi. Zekeriya ne zaman mâbette onun yanına girse, orada değişik bir rızık bulur da “Ey Meryem! Bu sana nereden ve nasıl geliyor?” diye sorardı. Meryem ise “O, Allah’tan geliyor. Şüphesiz Allah, dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır” derdi. Âl-i İmrân / 169. Ayet وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذ۪ينَ قُتِلُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ اَمْوَاتًاۜ بَلْ اَحْيَٓاءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَۙ Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Aksine onlar diridirler ve Rableri yanında rızıklanmaktadırlar. Nisâ / 5. Ayet وَلَا تُؤْتُوا السُّفَهَٓاءَ اَمْوَالَكُمُ الَّت۪ي جَعَلَ اللّٰهُ لَكُمْ قِيَامًا وَارْزُقُوهُمْ ف۪يهَا وَاكْسُوهُمْ وَقُولُوا لَهُمْ قَوْلًا مَعْرُوفًا Allah’ın, hayatınızın dayanağı kıldığı, koruyasınız diye sizin idâre ve emânetinize verdiği gerek mülkünüz, gerekse yetimlerin mallarını bir takım aklı ermez, nereye ve nasıl harcanacağını bilmez israfçı kişilere vermeyin. Bunun yerine o mallarla böylelerinin yeme-içme ihtiyaçlarını sağlayın, giyeceklerini temin edin. Kaba ve kırıcı olmaktan sakınıp onlara güzel ve yerinde sözler söyleyin. Nisâ / 8. Ayet وَاِذَا حَضَرَ الْقِسْمَةَ اُو۬لُوا الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينُ فَارْزُقُوهُمْ مِنْهُ وَقُولُوا لَهُمْ قَوْلًا مَعْرُوفًا Miras paylaştırılırken, mirasçı olmayan akrabalar, yetimler ve fakirler de orada hazır bulunuyorlarsa, onlara da bu mirastan bir şeyler verin ve gönüllerini alacak tatlı güzel sözler söyleyin. Nisâ / 39. Ayet وَمَاذَا عَلَيْهِمْ لَوْ اٰمَنُوا بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقَهُمُ اللّٰهُۜ وَكَانَ اللّٰهُ بِهِمْ عَل۪يمًا Onlar, Allah’a ve âhiret gününe inanıp, Allah’ın kendilerine ihsân ettiği nimetlerden O’nun yolunda harcasalardı, ne zararları olurdu sanki! Ama Allah onları çok iyi bilmektedir. Mâide / 88. Ayet وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ Allah’ın size verdiği helâl ve temiz rızıklardan yiyin. Kendisine iman ettiğiniz Allah’a karşı gelmekten sakının! Mâide / 114. Ayet قَالَ ع۪يسَى ابْنُ مَرْيَمَ اللّٰهُمَّ رَبَّنَٓا اَنْزِلْ عَلَيْنَا مَٓائِدَةً مِنَ السَّمَٓاءِ تَكُونُ لَنَا ع۪يدًا لِاَوَّلِنَا وَاٰخِرِنَا وَاٰيَةً مِنْكَۚ وَارْزُقْنَا وَاَنْتَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ Bunun üzerine Meryem oğlu İsa şöyle dua etti “Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten öyle bir sofra indir ki hem bizim için, hem önce gelenlerimiz ve sonra gelecek olanlarımız için bir bayram ve senin kudretini, benim peygamberliğimi gösteren bir delil olsun. Bizi rızıklandır; çünkü sen rızık verenlerin en hayırlısısın!” En'âm / 140. Ayet قَدْ خَسِرَ الَّذ۪ينَ قَتَلُٓوا اَوْلَادَهُمْ سَفَهًا بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُوا مَا رَزَقَهُمُ اللّٰهُ افْتِرَٓاءً عَلَى اللّٰهِۜ قَدْ ضَلُّوا وَمَا كَانُوا مُهْتَد۪ينَ۟ Çocuklarını bilgisizlik yüzünden câhilâne bir davranış olarak beyinsizce öldürenler ve Allah’ın kendilerine ihsân ettiği helâl rızıkları hem de Allah adına yalan uydurarak haram sayanlar gerçekten ziyana uğramışlardır. Onlar kesinlikle azıp sapmış, doğru yolu bulamamışlardır. En'âm / 142. Ayet وَمِنَ الْاَنْعَامِ حَمُولَةً وَفَرْشًاۜ كُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌۙ Gerek yük taşımaya elverişli olan, gerek derisinden, yününden, tüyünden sergi yapıp kullandığınız ve etinden, sütünden faydalandığınız evcil hayvanları yaratıp emrinize veren de Allah’tır. Allah’ın size ihsân ettiği rızıklardan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü şeytan, sizin için apaçık bir düşmandır. En'âm / 151. Ayet قُلْ تَعَالَوْا اَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ اَلَّا تُشْرِكُوا بِه۪ شَيْـًٔاۜ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًاۚ وَلَا تَقْتُلُٓوا اَوْلَادَكُمْ مِنْ اِمْلَاقٍۜ نَحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَاِيَّاهُمْۚ وَلَا تَقْرَبُوا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَۚ وَلَا تَقْتُلُوا النَّفْسَ الَّت۪ي حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّۜ ذٰلِكُمْ وَصّٰيكُمْ بِه۪ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ Onlara şöyle de “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri bildireyim O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya iyilik edin. Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; çünkü sizi de onları da biz rızıklandırıyoruz. Açık olsun, gizli olsun hiçbir günaha ve kötülüğe yaklaşmayın. Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. İşte bunlar, akıl erdirmeniz için Allah’ın size emrettiği hususlardır." A'râf / 32. Ayet قُلْ مَنْ حَرَّمَ ز۪ينَةَ اللّٰهِ الَّت۪ٓي اَخْرَجَ لِعِبَادِه۪ وَالطَّيِّبَاتِ مِنَ الرِّزْقِۜ قُلْ هِيَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا خَالِصَةً يَوْمَ الْقِيٰمَةِۜ كَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ Rasûlüm şöyle de “Allah’ın kulları için yarattığı zînetleri, temiz ve hoş rızıkları kim haram kılabilir?” De ki “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir; kıyâmet günü ise sadece mü’minlerin olacaktır.” İşte biz, bilen bir toplum için âyetleri böyle açık açık beyân ediyoruz. A'râf / 50. Ayet وَنَادٰٓى اَصْحَابُ النَّارِ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ اَنْ اَف۪يضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَٓاءِ اَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُۜ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِر۪ينَۙ Cehennem ehli cennet ehline “Suyunuzdan veya Allah’ın size ihsân ettiği diğer nimetlerden biraz da bizim üzerimize akıtın” diye seslenirler. Onlar da “Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler. A'râf / 160. Ayet وَقَطَّعْنَاهُمُ اثْنَتَيْ عَشْرَةَ اَسْبَاطًا اُمَمًاۜ وَاَوْحَيْنَٓا اِلٰى مُوسٰٓى اِذِ اسْتَسْقٰيهُ قَوْمُهُٓ اَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْحَجَرَۚ فَانْبَجَسَتْ مِنْهُ اثْنَتَا عَشْرَةَ عَيْنًاۜ قَدْ عَلِمَ كُلُّ اُنَاسٍ مَشْرَبَهُمْۜ وَظَلَّلْنَا عَلَيْهِمُ الْغَمَامَ وَاَنْزَلْنَا عَلَيْهِمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوٰىۜ كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْۜ وَمَا ظَلَمُونَا وَلٰكِنْ كَانُٓوا اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ Biz İsrâiloğulları’nı, Yâkub’un on iki oğlundan türeyen oymaklar hâlinde on iki kabileye ayırdık. Çölde susuz kalıp da kavmi Mûsâ’dan su isteyince ona “Asanla taşa vur!” diye vahyettik. O da vurur vurmaz taştan on iki pınar birden fışkırıverdi. Böylece her kabile su alacağı yeri öğrendi. Yine çöl sıcağında üzerlerine bulutu gölge yaptık; kendilerine kudret helvası ile bıldırcın eti ikram ettik. “Size verdiğimiz temiz ve helâl rızıklardan yiyin” dedik. Onlar bu nimetleri hiçe saymakla aslında bize bir zarar veremediler, fakat böylelikle sadece kendilerine zulmediyorlardı. Enfâl / 3. Ayet اَلَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۜ Onlar namazlarını dosdoğru kılarlar, kendilerine verdiğimiz nimetlerden Allah yolunda harcarlar. Enfâl / 4. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّاۜ لَهُمْ دَرَجَاتٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَمَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌۚ İşte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için Rableri yanında yüksek dereceler, bağışlanma, güzel ve tükenmez bir rızık vardır. Enfâl / 26. Ayet وَاذْكُرُٓوا اِذْ اَنْتُمْ قَل۪يلٌ مُسْتَضْعَفُونَ فِي الْاَرْضِ تَخَافُونَ اَنْ يَتَخَطَّفَكُمُ النَّاسُ فَاٰوٰيكُمْ وَاَيَّدَكُمْ بِنَصْرِه۪ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ Hatırlayın ki, bir zamanlar siz yeryüzünde zayıf ve hor görülen azınlık bir gruptunuz; insanların sizi her an yakalayıvermesinden korkuyordunuz da Allah size sığınacağınız bir yurt nasip etti, sizi bizzat yardımıyla destekleyip güçlendirdi ve sizi temiz ve hoş rızıklarla rızıklandırdı. Umulur ki şükredersiniz. Enfâl / 74. Ayet وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ وَالَّذ۪ينَ اٰوَوْا وَنَصَرُٓوا اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّاۜ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ İman edip hicret eden ve mallarıyla canlarıyla Allah yolunda cihâd edenlerle, onlara kucak açıp yardım edenler, işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve kesintisi olmayan güzel ve bol bir rızık vardır. Yunus / 31. Ayet قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ اَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ فَسَيَقُولُونَ اللّٰهُۚ فَقُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ Onlara şunu sor “Size gökten ve yerden rızık veren kim? O kulaklara ve gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi ve diriden ölüyü çıkaran kim? Kâinattaki bütün işleri çekip çeviren, bütün varlığı yöneten kim? Hepsi, “Allah!” diye cevap verecektir. “Öyleyse şu gittiğiniz yanlış yolun âkibetinden korkup Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?” de. Yunus / 59. Ayet قُلْ اَرَاَيْتُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ لَكُمْ مِنْ رِزْقٍ فَجَعَلْتُمْ مِنْهُ حَرَامًا وَحَلَالًاۜ قُلْ آٰللّٰهُ اَذِنَ لَكُمْ اَمْ عَلَى اللّٰهِ تَفْتَرُونَ Onlara şöyle sor “Söyleyin bakalım! Niçin Allah’ın size rızık olarak ikram ettiği şeylerin bir kısmını haram, bir kısmını helâl sayıyorsunuz?” De ki “Bu hususta Allah mı size izin verdi? Yoksa siz Allah adına yalan uydurup iftira mı ediyorsunuz?” Yunus / 93. Ayet وَلَقَدْ بَوَّأْنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ مُبَوَّاَ صِدْقٍ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِۚ فَمَا اخْتَلَفُوا حَتّٰى جَٓاءَهُمُ الْعِلْمُۜ اِنَّ رَبَّكَ يَقْض۪ي بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ ف۪يمَا كَانُوا ف۪يهِ يَخْتَلِفُونَ Biz, İsrâiloğulları’nı güzel bir bölgeye yerleştirdik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık. Onlar ise, kendilerine ilim geldikten sonra anlaşmazlığa düştüler. Hiç şüphesiz Rabbin, anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kıyâmet günü aralarında hüküm verecektir. Hûd / 6. Ayet وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ Yeryüzünde kımıldayan bütün canlıların rızkı yalnızca Allah’a aittir. Allah, her canlının anne karnından başlayıp devam eden hayat yolculuğunun her basamağında uğrayacağı menzili, orada kalacağı süreyi ve bu basamağın sonunda emânet bırakılacağı yeri de bilir. Bütün bunlar, apaçık ve açıklayıcı-ayrıştırıcı bir kitapta kayıtlıdır. Hûd / 88. Ayet قَالَ يَا قَوْمِ اَرَاَيْتُمْ اِنْ كُنْتُ عَلٰى بَيِّنَةٍ مِنْ رَبّ۪ي وَرَزَقَن۪ي مِنْهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ اُخَالِفَكُمْ اِلٰى مَٓا اَنْهٰيكُمْ عَنْهُۜ اِنْ اُر۪يدُ اِلَّا الْاِصْلَاحَ مَا اسْتَطَعْتُۜ وَمَا تَوْف۪يق۪ٓي اِلَّا بِاللّٰهِۜ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَاِلَيْهِ اُن۪يبُ Şuayb onlara şunları söyledi “Ey kavmim! Söyleyin bakalım, ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorsam ve O beni lutuf ve kerem hazinesinden güzel bir şekilde rızıklandırmışsa, O’na nasıl karşı gelebilirim? Ayrıca ben, Yapmayın!” diye sizi sakındırdığım şeyleri yapmak suretiyle çelişkiye düşmek istemem. Tek gâyem, gücümün yettiği kadar yanlışlarınızı düzeltmektir. Bu hususta başarılı olup olmamam da tamâmen Allah’ın elindedir. Ben yalnız O’na dayanıp güvendim ve yalnızca O’na yöneliyorum.” Yusuf / 37. Ayet قَالَ لَا يَأْت۪يكُمَا طَعَامٌ تُرْزَقَانِه۪ٓ اِلَّا نَبَّأْتُكُمَا بِتَأْو۪يلِه۪ قَبْلَ اَنْ يَأْتِيَكُمَاۜ ذٰلِكُمَا مِمَّا عَلَّمَن۪ي رَبّ۪يۜ اِنّ۪ي تَرَكْتُ مِلَّةَ قَوْمٍ لَا يُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ هُمْ كَافِرُونَۙ Yûsuf şöyle dedi “Yiyeceğiniz yemek daha önünüze gelmeden önce ben o gördüğünüz rüyâların tâbirini size haber vereceğim. Bunlar, bana Rabbimin öğrettiği ilimlerdendir. Ancak tâbire başlamadan önce şunları söylemek istiyorum Şu bir gerçek ki benim, Allah’a inanmayan ve âhireti de inkâr eden bir kavmin diniyle ve yoluyla hiçbir ilgim olmadı.” Ra'd / 22. Ayet وَالَّذ۪ينَ صَبَرُوا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ Onlar, Rablerinin rızâsını kazanmak için her türlü sıkıntıya sabreder, namazı dosdoğru kılar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizlice ve açıktan Allah yolunda harcar, kötülüğü iyilik yaparak kendilerinden uzaklaştırırlar. Dünyanın sonunda güzel bir hayat işte böyle kimseleri beklemektedir. İbrahim / 31. Ayet قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ ف۪يهِ وَلَا خِلَالٌ Rasûlüm! İman eden kullarıma söyle İçinde hiçbir alışverişin bulunmadığı, dostluğun fayda vermediği o dehşetli kıyâmet günü gelip çatmadan namazlarını dosdoğru kılsınlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar! İbrahim / 32. Ayet اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَاَنْزَلَ مِنَ السَّمَٓاءِ مَٓاءً فَاَخْرَجَ بِه۪ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْفُلْكَ لِتَجْرِيَ فِي الْبَحْرِ بِاَمْرِه۪ۚ وَسَخَّرَ لَكُمُ الْاَنْهَارَۚ Allah ki, gökleri ve yeri yaratan, gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere çeşit çeşit meyveler, ürünler çıkaran O’dur. Koyduğu kanunlara uyarak denizde yüzüp giden gemileri size boyun eğdiren ve ırmakları hizmetinize veren de O’dur. İbrahim / 37. Ayet رَبَّنَٓا اِنّ۪ٓي اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّت۪ي بِوَادٍ غَيْرِ ذ۪ي زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِۙ رَبَّنَا لِيُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْـِٔدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْو۪ٓي اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ “Rabbimiz! Ben zürriyetimden bir kısmını senin her türlü hürmete lâyık Mukaddes Evin’in yanında ekin bitmeyen bir vâdiye yerleştirdim. Rabbimiz, namazı dosdoğru kılsınlar diye böyle yaptım. Sen de insanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönlendir ve onları çeşitli ürünlerle rızıklandır ki sana şükretsinler.” Hicr / 20. Ayet وَجَعَلْنَا لَكُمْ ف۪يهَا مَعَايِشَ وَمَنْ لَسْتُمْ لَهُ بِرَازِق۪ينَ Orada hem sizin için, hem de rızkı size bağlı olmayan diğer canlılar için geçim kaynakları var ettik. Nahl / 56. Ayet وَيَجْعَلُونَ لِمَا لَا يَعْلَمُونَ نَص۪يبًا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْۜ تَاللّٰهِ لَتُسْـَٔلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَفْتَرُونَ Müşrikler, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gerçek yüzlerini bilmedikleri şeylere de bir pay ayırıyorlar. Allah’a yemin olsun ki, uydurduğunuz bu yalan ve iftiranın hesabını mutlaka vereceksiniz! Nahl / 67. Ayet وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخ۪يلِ وَالْاَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Hurma ağaçlarının ve üzüm asmalarının meyvelerinden hem sarhoşluk veren bir içki hem de güzel bir rızık elde edersiniz. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için kesin bir delil vardır. Nahl / 71. Ayet وَاللّٰهُ فَضَّلَ بَعْضَكُمْ عَلٰى بَعْضٍ فِي الرِّزْقِۚ فَمَا الَّذ۪ينَ فُضِّلُوا بِرَٓادّ۪ي رِزْقِهِمْ عَلٰى مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُهُمْ فَهُمْ ف۪يهِ سَوَٓاءٌۜ اَفَبِنِعْمَةِ اللّٰهِ يَجْحَدُونَ Allah, rızık konusunda bazınızı bazınızdan üstün kıldı. Ama kendilerine daha fazla rızık verilenler, sahip oldukları rızıktan ellerinin altında bulunan köle ve hizmetçilere kendileriyle eşit seviyede olacakları ölçüde vermezler. Hal böyleyken, nasıl oluyor da üzerlerinde bulunan Allah’ın bunca nimetini ve hakkını bile bile inkâr ediyorlar? Nahl / 72. Ayet وَاللّٰهُ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا وَجَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَزْوَاجِكُمْ بَن۪ينَ وَحَفَدَةً وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِۜ اَفَبِالْبَاطِلِ يُؤْمِنُونَ وَبِنِعْمَتِ اللّٰهِ هُمْ يَكْفُرُونَۙ Allah sizin için kendi cinsinizden eşler yarattı; eşlerinizden de size evlatlar ve torunlar verdi. Sizi temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdı. Buna rağmen bazıları, asılsız şeylere inanıp, Allah’ın bunca nimetine karşı nankörlük mü ediyorlar? Nahl / 73. Ayet وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَمْلِكُ لَهُمْ رِزْقًا مِنَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ شَيْـًٔا وَلَا يَسْتَط۪يعُونَۚ Onlar, Allah’ı bırakıp kendilerine ne göklerden ne de yerden hiçbir şekilde rızık veremeyecek olan, üstelik hiçbir şeye güçleri de yetmeyen bir takım hayal ürünü varlıklara mı tapıyorlar? Nahl / 75. Ayet ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا عَبْدًا مَمْلُوكًا لَا يَقْدِرُ عَلٰى شَيْءٍ وَمَنْ رَزَقْنَاهُ مِنَّا رِزْقًا حَسَنًا فَهُوَ يُنْفِقُ مِنْهُ سِرًّا وَجَهْرًاۜ هَلْ يَسْتَوُ۫نَۜ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِۜ بَلْ اَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Allah şöyle bir örnek veriyor Bir yanda, bir şahsın kölesi olup kendine ait hiçbir yetkisi ve herhangi bir şey üzerinde tasarruf hakkı bulunmayan âciz bir adam; diğer yanda ise tarafımızdan kendisine güzel ve bol bir rızık verdiğimiz ve bu güzel rızıktan gizlice ve açıkça harcayan hür bir adam! Hiç bunlar birbirine eşit olabilir mi? Bütün hamdler Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu bilmez. Nahl / 112. Ayet وَضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا قَرْيَةً كَانَتْ اٰمِنَةً مُطْمَئِنَّةً يَأْت۪يهَا رِزْقُهَا رَغَدًا مِنْ كُلِّ مَكَانٍ فَكَفَرَتْ بِاَنْعُمِ اللّٰهِ فَاَذَاقَهَا اللّٰهُ لِبَاسَ الْجُوعِ وَالْخَوْفِ بِمَا كَانُوا يَصْنَعُونَ Allah ibret için bir ülkeyi örnek veriyor Bu ülkenin halkı emniyet ve huzur içinde yaşıyor; rızıkları her taraftan bol bol geliyordu. Sonra bunlar Allah’ın nimetlerine nankörlük edince, Allah da yaptıklarına karşılık onlara bütün benliklerini saran bir açlığı ve korkuyu tattırdı. İsrâ / 31. Ayet وَلَا تَقْتُلُٓوا اَوْلَادَكُمْ خَشْيَةَ اِمْلَاقٍۜ نَحْنُ نَرْزُقُهُمْ وَاِيَّاكُمْۜ اِنَّ قَتْلَهُمْ كَانَ خِطْـًٔا كَب۪يرًا Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onların da sizin de rızkınızı elbette biz veriyoruz. Onları öldürmek gerçekten çok büyük bir günahtır. İsrâ / 70. Ayet وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلٰى كَث۪يرٍ مِمَّنْ خَلَقْنَا تَفْض۪يلًا۟ Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve onları yarattığımız varlıkların bir çoğundan üstün kıldık. Kehf / 19. Ayet وَكَذٰلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَٓاءَلُوا بَيْنَهُمْۜ قَالَ قَٓائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْۜ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا اَوْ بَعْضَ يَوْمٍۜ قَالُوا رَبُّكُمْ اَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُٓوا اَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هٰذِه۪ٓ اِلَى الْمَد۪ينَةِ فَلْيَنْظُرْ اَيُّهَٓا اَزْكٰى طَعَامًا فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ اَحَدًا Biz onları uyuttuğumuz gibi, durumlarını aralarında soruşturmaları için öylece de uyandırdık. İçlerinden biri “Burada ne kadar kaldınız?” diye sordu. Bir kısmı “Bir gün, belki bir günden de az” diye cevap verdi. Diğerleri ise şöyle dediler “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi birinizi şu gümüş parayla şehre gönderin de yiyeceklerin hangisi daha temiz ve daha güzelse baksın, ondan size biraz yiyecek getirsin. Fakat çok nazik ve tedbirli davransın da sakın sizi ve yerinizi hiç kimseye sezdirmesin.” Meryem / 62. Ayet لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْوًا اِلَّا سَلَامًاۜ وَلَهُمْ رِزْقُهُمْ ف۪يهَا بُكْرَةً وَعَشِيًّا Onlar orada boş ve anlamsız sözler işitmeyecek, sadece selâmet, emniyet ve huzur sözleri duyacaklardır. Orada sabah akşam kendilerine sunulacak ziyafetler de hazırdır. Tâ-Hâ / 81. Ayet كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا ف۪يهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَب۪يۚ وَمَنْ يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَب۪ي فَقَدْ هَوٰى Size rızık olarak verdiğimiz temiz ve helâl nimetlerden yiyin. Bu hususta azgınlık ve nankörlük yapmayın; aksi halde gazabım tepenize iner. Kimin de üzerine gazabım inerse, artık o helâk uçurumuna yuvarlanıp gider. Tâ-Hâ / 131. Ayet وَلَا تَمُدَّنَّ عَيْنَيْكَ اِلٰى مَا مَتَّعْنَا بِه۪ٓ اَزْوَاجًا مِنْهُمْ زَهْرَةَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا لِنَفْتِنَهُمْ ف۪يهِۜ وَرِزْقُ رَبِّكَ خَيْرٌ وَاَبْقٰى Onlardan bazı kimselere verdiğimiz dünya hayatının süsü ve debdebesinden ibaret olan geçimliklere gözün kaymasın! Biz bu nimetlerle onları imtihan ediyoruz. Unutma ki, Rabbinin senin üzerindeki nimeti ve âhirette sana vereceği rızık hem daha hayırlı, hem çok daha devamlıdır. Tâ-Hâ / 132. Ayet وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقًاۜ نَحْنُ نَرْزُقُكَۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى Ailene ve ümmetine namazı emret. Kendin de onu kılmaya sabırla devam et. Biz senden rızık istemiyoruz; üstelik seni de biz rızıklandırıyoruz. İyi bilin ki, hayırlı son, kalpleri Allah’a saygı ile dopdolu olup günahlardan sakınan ve ilâhî buyruklara uyanların olacaktır. Hac / 28. Ayet لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ ف۪ٓي اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ “Gelsinler de, hacda kendilerini bekleyen dünyevî ve uhrevî faydaları görsünler. Ayrıca Allah’ın onlara ihsân ettiği kurbanlık hayvanları, belirlenen günlerde üzerlerine Allah’ın adını anarak kessinler!” Bu hayvanların etinden hem siz yiyin, hem de darda kalmışlara ve yoksullara yedirin! Hac / 34. Ayet وَلِكُلِّ اُمَّةٍ جَعَلْنَا مَنْسَكًا لِيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۜ فَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌ فَلَهُٓ اَسْلِمُواۜ وَبَشِّرِ الْمُخْبِت۪ينَۙ Biz her ümmete bir kurban ibâdeti belirledik ki, kendilerine rızık olarak verdiğimiz hayvanları kurban ederken üzerlerine Allah’ın adını ansınlar. Şunu iyi bilin ki, sizin ilâhınız tek bir ilâhtır; öyleyse artık O’na teslim olun. Rasûlüm! Tam bir ihlâs, samimiyet ve tevazu içinde Allah’a boyun eğen kulları müjdele! Hac / 35. Ayet اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى مَٓا اَصَابَهُمْ وَالْمُق۪يمِي الصَّلٰوةِۙ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ Onlar ki, yanlarında Allah anıldığı zaman kalpleri derin bir saygıyla ürperir, başlarına gelen musibetlere sabreder, namazı dosdoğru kılar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan bir kısmını Allah yolunda harcarlar. Hac / 50. Ayet فَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ İman edip sâlih ameller işleyenler için büyük bir bağışlanma ve pek bol, çok değerli, artıp eksilmeyen bir rızık vardır. Hac / 58. Ayet وَالَّذ۪ينَ هَاجَرُوا ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ ثُمَّ قُتِلُٓوا اَوْ مَاتُوا لَيَرْزُقَنَّهُمُ اللّٰهُ رِزْقًا حَسَنًاۜ وَاِنَّ اللّٰهَ لَهُوَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ Allah yolunda hicret eden, sonra da bu uğurda öldürülen veya ölenleri Allah, çok güzel nimetlerle rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Mü'minûn / 72. Ayet اَمْ تَسْـَٔلُهُمْ خَرْجًا فَخَرَاجُ رَبِّكَ خَيْرٌۗ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ Rasûlüm! Yoksa sen tebliğine karşılık onlardan bir ücret mi istiyorsun? Halbuki Rabbinin vereceği mükâfat her bakımdan daha hayırlıdır. Çünkü O, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Nûr / 26. Ayet اَلْخَب۪يثَاتُ لِلْخَب۪يث۪ينَ وَالْخَب۪يثُونَ لِلْخَب۪يثَاتِۚ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّب۪ينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِۚ اُو۬لٰٓئِكَ مُبَرَّؤُ۫نَ مِمَّا يَقُولُونَۜ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ۟ Kötü kadınlar kötü erkeklere, kötü erkekler de kötü kadınlara yakışır. Temiz ve iffetli kadınlar temiz ve iffetli erkeklere, temiz ve iffetli erkekler de temiz ve iffetli kadınlara yakışır. Bu temiz insanlar, iftirâcıların kendilerine isnat ettikleri suçlardan uzaktır. Onlar için bir bağışlanma, bol ve güzel bir rızık vardır. Nûr / 38. Ayet لِيَجْزِيَهُمُ اللّٰهُ اَحْسَنَ مَا عَمِلُوا وَيَز۪يدَهُمْ مِنْ فَضْلِه۪ۜ وَاللّٰهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ Neticede Allah onları, işledikleri amellerin en güzeliyle mükâfatlandıracak, üstelik onlara lutf u kereminden daha fazlasını verecektir. Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır. Neml / 64. Ayet اَمَّنْ يَبْدَؤُا الْخَلْقَ ثُمَّ يُع۪يدُهُ وَمَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِۜ ءَاِلٰهٌ مَعَ اللّٰهِۜ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ Onlar mı hayırlı yoksa bütün varlıkları baştan yaratan, sonra o yaratmayı aralıksız tekrar edip yenileyen, öldükten sonra tekrar diriltecek olan ve sizi hem gökten hem de yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh daha olur mu hiç? Eğer doğru söylüyorsanız, haydi delilinizi getirin! Kasas / 54. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ يُؤْتَوْنَ اَجْرَهُمْ مَرَّتَيْنِ بِمَا صَبَرُوا وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ İşte onlara sabretmelerinden ötürü mükâfatları iki kat verilecektir. Bunlar kötülüğe iyilikle mukâbele eder ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar. Kasas / 57. Ayet وَقَالُٓوا اِنْ نَتَّبِعِ الْهُدٰى مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ اَرْضِنَاۜ اَوَلَمْ نُمَكِّنْ لَهُمْ حَرَمًا اٰمِنًا يُجْبٰٓى اِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِزْقًا مِنْ لَدُنَّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ Müşrikler “Eğer biz seninle beraber İslâm dinine girecek olursak, yerimizden yurdumuzdan sökülüp atılırız” dediler. Oysa onları, bir lutfumuz olarak her türlü ürünün toplanıp kendisine taşındığı dokunulmaz, mukaddes ve güvenli bir beldeye biz yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bunun farkında değil! Kasas / 82. Ayet وَاَصْبَحَ الَّذ۪ينَ تَمَنَّوْا مَكَانَهُ بِالْاَمْسِ يَقُولُونَ وَيْكَاَنَّ اللّٰهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ وَيَقْدِرُۚ لَوْلَٓا اَنْ مَنَّ اللّٰهُ عَلَيْنَا لَخَسَفَ بِنَاۜ وَيْكَاَنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْكَافِرُونَ۟ Daha dün onun yerinde olmayı düşleyenler bu sabah şöyle diyorlardı “Hayret! Demek Allah imtihan için kullarından dilediğine rızkı bol veriyor, dilediğine az veriyor. Eğer Allah bize lutufta bulunmasaydı, bizi de yerin dibine geçiriverirdi. Vay be; demek kâfirler asla iflâh olmazmış!..” Ankebût / 17. Ayet اِنَّمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْثَانًا وَتَخْلُقُونَ اِفْكًاۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَا يَمْلِكُونَ لَكُمْ رِزْقًا فَابْتَغُوا عِنْدَ اللّٰهِ الرِّزْقَ وَاعْبُدُوهُ وَاشْكُرُوا لَهُۜ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ “Ama siz Allah’tan başka bir takım putlara tapıyor; bunların ilâh olduğunu söyleyerek korkunç yalanlar uyduruyorsunuz. Şunu bilin ki, Allah’tan başka taptıklarınız, size en küçük bir rızık vermeye güç yetiremez. O halde rızkı ve faydayı sadece Allah katında arayın, yalnızca O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Çünkü sonunda O’na döndürüleceksiniz.” Rûm / 23. Ayet وَمِنْ اٰيَاتِه۪ مَنَامُكُمْ بِالَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَابْتِغَٓاؤُ۬كُمْ مِنْ فَضْلِه۪ۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَسْمَعُونَ O’nun varlığının delillerinden biri de, geceleyin ve kısmen gündüz uyumanız ve O’nun lutf u kereminden maîşetinizi aramanızdır. Hiç şüphe yok ki, gerçeğe kulak veren bir toplum için bunda deliller ve ibretler vardır. Rûm / 28. Ayet ضَرَبَ لَكُمْ مَثَلًا مِنْ اَنْفُسِكُمْۜ هَلْ لَكُمْ مِنْ مَا مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْ مِنْ شُرَكَٓاءَ ف۪ي مَا رَزَقْنَاكُمْ فَاَنْتُمْ ف۪يهِ سَوَٓاءٌ تَخَافُونَهُمْ كَخ۪يفَتِكُمْ اَنْفُسَكُمْۜ كَذٰلِكَ نُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ Allah, bizzat kendi hayatınızdan size bir misâl veriyor Hiç, elinizin altında bulunan köle ve hizmetçilerinizden, size verdiğimiz nimetleri kullanma ve harcama konusunda sizinle eşit derecede yönetim hakkına sahip kıldığınız ve birbirinizin hakkına dokunmaktan çekindiğiniz gibi onların hakkına dokunmaktan da çekinip sözünü dinlediğiniz ortaklarınız var mı? Herhalde yoktur. O halde nasıl oluyor da yaratığımız olan şeyleri kendi mülk ve saltanatımızda bize ortak koşmaya kalkışıyorsunuz? İşte biz, aklını kullanacak bir toplum için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz. Rûm / 37. Ayet اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ Onlar, Allah’ın dilediğine rızkı bol verdiğini, dilediğine de rızkı daralttığını görmezler mi? Şüphesiz bunda iman eden bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır. Rûm / 40. Ayet اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ ثُمَّ رَزَقَكُمْ ثُمَّ يُم۪يتُكُمْ ثُمَّ يُحْي۪يكُمْۜ هَلْ مِنْ شُرَكَٓائِكُمْ مَنْ يَفْعَلُ مِنْ ذٰلِكُمْ مِنْ شَيْءٍۜ سُبْحَانَهُ وَتَعَالٰى عَمَّا يُشْرِكُونَ۟ Sizi yaratan, sonra rızıklandıran, sonra vakti gelince öldüren ve kıyâmet günü yeniden diriltecek olan Allah’tır. Düşünün bakalım! Allah’a koştuğunuz ortaklar içinde bunlardan herhangi birini yapabilecek var mı? Allah, onların koştukları ortaklardan çok uzak ve çok yücedir. Secde / 16. Ayet تَتَجَافٰى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ يَدْعُونَ رَبَّهُمْ خَوْفًا وَطَمَعًاۘ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ Geceleyin yanları yataklardan uzaklaşır, azâbından korkup rahmetini umarak Rablerine yalvarırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar. Ahzâb / 31. Ayet وَمَنْ يَقْنُتْ مِنْكُنَّ لِلّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتَعْمَلْ صَالِحًا نُؤْتِهَٓا اَجْرَهَا مَرَّتَيْنِۙ وَاَعْتَدْنَا لَهَا رِزْقًا كَر۪يمًا Sizden kim de Allah’a ve Rasûlü’ne itaat eder, sâlih ameller işlerse, onun mükâfatını iki kat vereceğiz. Biz ona cennette çok hoş, güzel ve bol bir rızık hazırlamışızdır. Sebe' / 4. Ayet لِيَجْزِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِۜ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَر۪يمٌ Bu böyledir; çünkü Allah, iman edip sâlih ameller işleyenleri mükâfatlandıracaktır. Onlar için büyük bir bağışlanma ve çok güzel, bol, değerli ve arkası kesilmeyecek bir rızık vardır. Sebe' / 15. Ayet لَقَدْ كَانَ لِسَبَاٍ ف۪ي مَسْكَنِهِمْ اٰيَةٌۚ جَنَّتَانِ عَنْ يَم۪ينٍ وَشِمَالٍۜ كُلُوا مِنْ رِزْقِ رَبِّكُمْ وَاشْكُرُوا لَهُۜ بَلْدَةٌ طَيِّبَةٌ وَرَبٌّ غَفُورٌ Doğrusu, Sebe’ kavmi için yaşadıkları diyarda çok önemli bir ibret dersi vardı. Oturdukları vâdi sağından solundan, iki taraflı uzayıp giden güzel bahçelerle çevrilmişti. Peygamberleri onlara “Rabbinizin size bahşettiği nimetlerden yiyin ve O’na şükredin. İşte sizin için ne hoş bir memleket, ne kadar da bağışlayıcı bir Rab!” demişti. Fâtır / 3. Ayet يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْۜ هَلْ مِنْ خَالِقٍ غَيْرُ اللّٰهِ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِۜ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۘ فَاَنّٰى تُؤْفَكُونَ Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın ve onlar üzerinde düşünün. Allah’ın dışında, sizi gökten ve yerden rızıklandıracak başka bir yaratıcı var mıdır? O’ndan başka ilâh yoktur. Öyleyse nasıl oluyor da Allah’tan yüz çevirip yanlış yollara düşüyorsunuz? Fâtır / 29. Ayet اِنَّ الَّذ۪ينَ يَتْلُونَ كِتَابَ اللّٰهِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً يَرْجُونَ تِجَارَةً لَنْ تَبُورَۙ Allah’ın kitabını gerektiği gibi okuyan, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda gizli açık harcayanlar, asla zarara uğramayacak bir ticâreti ümit edebilirler. Yâsin / 47. Ayet وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُۙ قَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنُطْعِمُ مَنْ لَوْ يَشَٓاءُ اللّٰهُ اَطْعَمَهُۗ اِنْ اَنْتُمْ اِلَّا ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ Onlara “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden muhtaçlara verin!” çağrısı yapıldığında, kâfirler mü’minlere “Dilediği takdirde Allah’ın rızıklandırıp doyuracağı kimseleri biz mi doyuracağız? Bu, bizim vazîfemiz mi? Doğrusu siz apaçık bir şaşkınlık içindesiniz” derler. Sâffât / 41. Ayet اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ رِزْقٌ مَعْلُومٌۙ Onlar için özel hazırlanmış nimetler vardır Sâd / 54. Ayet اِنَّ هٰذَا لَرِزْقُنَا مَا لَهُ مِنْ نَفَادٍۚ Bunlar, sizin için hazırladığımız nimetlerdir ki, sonsuza kadar bitmek tükenmek bilmez! Mü'min / 13. Ayet هُوَ الَّذ۪ي يُر۪يكُمْ اٰيَاتِه۪ وَيُنَزِّلُ لَكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ رِزْقًاۜ وَمَا يَتَذَكَّرُ اِلَّا مَنْ يُن۪يبُ O Allah ki, size kudret ve azametine dâir delillerini göstermekte ve sizin için gökten rızık indirmektedir. Fakat ancak gönülden Allah’a yönelen kimse, bunlar üzerinde düşünüp öğüt alır. Mü'min / 40. Ayet مَنْ عَمِلَ سَيِّئَةً فَلَا يُجْزٰٓى اِلَّا مِثْلَهَاۚ وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰى وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَاُو۬لٰٓئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ يُرْزَقُونَ ف۪يهَا بِغَيْرِ حِسَابٍ “Kim bir kötülük işlerse, orada sadece yaptığı kadarıyla cezalandırılacaktır. Erkek veya kadın kim de mü’min olarak sâlih ameller işlerse, işte onlar cennete girecekler ve orada hadsiz hesapsız nimetlere nâil olacaklardır.” Mü'min / 64. Ayet اَللّٰهُ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ قَرَارًا وَالسَّمَٓاءَ بِنَٓاءً وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَرَزَقَكُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْۚ فَتَبَارَكَ اللّٰهُ رَبُّ الْعَالَم۪ينَ O Allah ki, yeryüzünü sizin için yaşamaya müsait bir mekan, göğü de emniyet kalkanı gibi bir kubbe yaptı. Size sûret verdi, sûretlerinizi de en güzel şekle koydu. Sizi temiz ve helâl nimetlerle rızıklandırdı. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Âlemlerin Rabbi olan Allah yüceler yücesidir, bütün nimet, feyiz ve bereketlerin kaynağıdır. Fussilet / 10. Ayet وَجَعَلَ ف۪يهَا رَوَاسِيَ مِنْ فَوْقِهَا وَبَارَكَ ف۪يهَا وَقَدَّرَ ف۪يهَٓا اَقْوَاتَهَا ف۪ٓي اَرْبَعَةِ اَيَّامٍۜ سَوَٓاءً لِلسَّٓائِل۪ينَ O, yerin üstünde sağlam sarsılmaz dağlar yerleştirdi, orayı bereketli kıldı ve isteyip arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları önceki iki günle birlikte toplam dört günde takdir etti. Şûrâ / 38. Ayet وَالَّذ۪ينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَۖ وَاَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْۖ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۚ Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar. Câsiye / 5. Ayet وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنَ السَّمَٓاءِ مِنْ رِزْقٍ فَاَحْيَا بِهِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَتَصْر۪يفِ الرِّيَاحِ اٰيَاتٌ لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَۙ Gece ile gündüzün peş peşe gelmesinde, Allah’ın gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde de aklını kullanan bir toplum için nice deliller vardır. Câsiye / 16. Ayet وَلَقَدْ اٰتَيْنَا بَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ وَرَزَقْنَاهُمْ مِنَ الطَّيِّبَاتِ وَفَضَّلْنَاهُمْ عَلَى الْعَالَم۪ينَۚ Biz İsrâiloğulları’na kitap, hüküm ve peygamberlik verdik; onları temiz ve hoş nimetlerle rızıklandırdık ve kendilerini o zamanki diğer topluluklara üstün kıldık. Kaf / 11. Ayet رِزْقًا لِلْعِبَادِۙ وَاَحْيَيْنَا بِه۪ بَلْدَةً مَيْتًاۜ كَذٰلِكَ الْخُرُوجُ Kullarımıza rızık olsun diye. Biz o yağmurla ölü toprağa can veriyoruz. İşte öldükten sonra kabirlerden çıkışınız da böyle olacaktır. Vâkıa / 82. Ayet وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ اَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ Allah’ın size verdiği bu büyük nimete teşekkür edecek yerde onu yalanlıyorsunuz. Vâkıa / 89. Ayet فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَع۪يمٍ Onu bekleyen sonsuz bir rahatlık ve mutluluk, güzel ve hoş kokulu rızıklar ve nimetlerle dolu cennetlerdir. Cum'a / 11. Ayet وَاِذَا رَاَوْا تِجَارَةً اَوْ لَهْوًاۨ انْفَضُّٓوا اِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَٓائِمًاۜ قُلْ مَا عِنْدَ اللّٰهِ خَيْرٌ مِنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ Onlar bir ticâret veya bir eğlence görünce hemen oraya akın edip, seni hutbede ayakta bırakıverdiler. De ki “Allah’ın katındaki mükâfat, ticâretten de, eğlenceden de daha hayırlıdır!” Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Münâfikûn / 10. Ayet وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ Sizden birine ölüm gelip de “Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka verip iyi kullardan olsaydım!” diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Talâk / 7. Ayet لِيُنْفِقْ ذُو سَعَةٍ مِنْ سَعَتِه۪ۜ وَمَنْ قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنْفِقْ مِمَّٓا اٰتٰيهُ اللّٰهُۜ لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا مَٓا اٰتٰيهَاۜ سَيَجْعَلُ اللّٰهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا۟ Varlıklı kimse, imkânına göre nafakayı ve ücreti bol versin. Maddî imkânları dar olan da, Allah’ın kendisine verdiği kadarından versin. Allah, herkesi ancak kendisine verdiği imkân nispetinde yükümlü tutar. Allah her zorluktan sonra bir kolaylık var edecektir. Talâk / 11. Ayet رَسُولًا يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ قَدْ اَحْسَنَ اللّٰهُ لَهُ رِزْقًا Bir de yaşayan kitap olarak bir peygamber gönderdi. O peygamber, iman edip sâlih amel işleyenleri küfür karanlıklarından iman nûruna çıkarmak için, size gerçeği açıklayan ve yolunuzu aydınlatan apaçık mesajlar olarak Allah’ın âyetlerini okuyup tebliğ ediyor. Kim Allah’a iman eder sâlih ameller işlerse, Allah onu, ebediyen kalmak üzere, içinde ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. Allah ona gerçekten güzel bir rızık nasip etmiştir. Mülk / 15. Ayet هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَرْضَ ذَلُولًا فَامْشُوا ف۪ي مَنَاكِبِهَا وَكُلُوا مِنْ رِزْقِه۪ۜ وَاِلَيْهِ النُّشُورُ O Allah ki, yeryüzünü sizin için uysal bir binek hâline getirmiştir. Öyleyse onun omuzları üzerinde rahatça dolaşın ve Allah’ın sizin için hazırladığı nimetlerden faydalanın. Ama sonunda O’nun huzurunda toplanacağınız unutmayın! Cin / 16. Ayet وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّر۪يقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقًاۙ Eğer insanlar ve cinler, Allah’ın yolu üzerinde dosdoğru yürüselerdi, onlara bol bol yağmur verir, rızıklarını genişletirdik. Fecr / 16. Ayet وَاَمَّٓا اِذَا مَا ابْتَلٰيهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ فَيَقُولُ رَبّ۪ٓي اَهَانَنِۚ Buna karşılık onu darlıkla sınayıp da rızkını kısıverince “Rabbim beni rezil, perişan etti” der.
er-rızku al'allah - ekşi sözlük Rızık allah'tandır arapça yazılışı. Hutbe Rızkın Kefili Allah'tır - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş .. Okunuşu Er Rızku Alallah 6 feb. Er-rızkı Alallah Tevekkeltü Alallah Tablo Satın Al. Kanvas Tablonuzu Stok kodu glc-1018 Kategoriler Dua Yazılı Tablolar Etiketler Tezhipli Tablo. Lâlegül TV Web Lâlegül TV Sosyal Medya Hesapları Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır. Contra kibir sözleri182 nedirKardelen koleji bursluluk sınavı cevap anahtarıRüyada misket toplamakJojos bizzarre avventure türkanimeRetrica 2019Vodafone senelik paketler fazileti, Rızık Ayetleri Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu. Öyleyse, Allah'ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Er-rızku al'ALLAH Rızkı veren ALLAH'tır. Başkasının önünde eğilme Tevekkeltü al'ALLAH ALLAH'a dayan Ya Nasip Canını sıkma eğer nasipse olur Ya Sabır Oct 10, 2019 Yeryüzündeki bütün canlıların rızkını ancak Allah verir. RIZKI VEREN ALLAH'TIR. Şartlar nasıl olursa olsun Allah Teâlâ'ya karşı sürekli Maide Suresi, 88. ayet Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helal ve temiz olarak yiyin. Bunların Tümü apaçık bir kitapta yazılıdır. Jan 23, 2021 Başkasının önünde eğilme 2-Tevekkeltü al'Allah; Allah'a dayan 3-Ya Nasip; Osmanlı'da düstûr edinilen 5 esas * 1-Er-rızku al'Allah; İlmisuffa — Er-rızku Al'Allah Rızkı veren Allah... Üzerinde ki Yazı Üzerinde Arapça Er-rızku al'allah Yazıyor. Türkçe Rızkı veren Allah'dir. fazileti, Rızık Ayetleri Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu. Öyleyse, Allah'ın size rızık olarak verdiği helâl ve temiz nimetlerden yiyin. Er-rızku al'ALLAH Rızkı veren ALLAH'tır. Başkasının önünde eğilme Tevekkeltü al'ALLAH ALLAH'a dayan Ya Nasip Canını sıkma eğer nasipse olur Ya Sabır Rızık ile ilgili ayetler ve mealleri Kuran ve Meali Hutbe Rızkın Kefili Allah'tır - Islamische Gemeinschaft Millî Görüş .. Okunuşu Er Rızku Alallah 6 feb. Er-rızkı Alallah Tevekkeltü Alallah Tablo Satın Al. Kanvas Tablonuzu Stok kodu glc-1018 Kategoriler Dua Yazılı Tablolar Etiketler Tezhipli Tablo. Bunların Tümü apaçık bir kitapta yazılıdır. Jan 23, 2021 Başkasının önünde eğilme 2-Tevekkeltü al'Allah; Allah'a dayan 3-Ya Nasip; Osmanlı'da düstûr edinilen 5 esas * 1-Er-rızku al'Allah; Osmanlı'nın düstûr edinilen beş esas * 1-Er-rızku al'allah; Rızkı veren Allah'tır. Başkasının önünde eğilme 2-Tevekkeltü al'allah; Allah'a dayan 3-Ya Nasip Sep 27, 2020 bir tanesi şu olabilir allah ismi tüm esmayı câmiyeti itibariyle er-rezzak ismini de içerir. Er-rızkı Alallah Tevekkeltü Alallah Tablo Satın Al. Kanvas Tablonuzu Stok kodu glc-1018 Kategoriler Dua Yazılı Tablolar Etiketler Tezhipli Tablo. юзай тунджер алтуeşimin borcundan sorumlu muyumson 5 yıl tyt matematik çıkmış sorular pdflc waikiki yazılımcı maaşlarıhayat şarkısı 40. bölüm izle Aşkı memnu youtubeRöpteşambır viskiCall of duty modern warfare ücretsiz nasıl indirilirCepteteb faiz oranlarıLapseki feribot ücreti 2022Istanbul kastamonu arası kaç kilometrePlayful kiss türkçe altyazılı izle
Meal Fihrist A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z Güzel Kurani kerimimizde geçen helal rızık ile ilgili ayetler. Kuranda geçen helal rızık ile ilgili ayetler tarafmizca seçilip otomatik listelenmekte. Kuranda helal rızık ile alakali tahmini 4 ayet geçiyor 2168 - Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır. 588 - Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun. 869 - Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Muhakkak ki, Allah bağışlayıcıdır ve merhamet edicidir. 16114 - Artık Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olarak yiyin. Allah'ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O'na ibadet edecekseniz.
Rızık TanımıRızık kelimesinin Türk Dil Kurumuna göre tanımı şöyle;1. isim Yiyecek, içecek şey, azık; “Kimi mevtasına kefen biçmiyor / Kimi helal rızkı yiyip içmiyor.” – Seyrani 2. din b. *** Tanrı’nın bütün yarattıklarına verdiği nimet; “Bizden şerefli yırtıcı kuş, kan emen böcek / Tanrı’m o yolda rızkını vermiş, kusuru yok.” – M. ÇınarlıKur’an-ı Kerim’de Rızık Hakkındaki Ayetler Hangileri?NOT AYETLERİN TÜRKÇE MEALLERİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ RESMİ İNTERNET SİTESİNDEN ALINMIŞTIR. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 3. Ayet; Onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimizden de Allah yolunda Sûresi 22. Ayet; O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır. Öyleyse siz de bile bile Allah’a ortaklar Sûresi 25. Ayet; İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu tıpkı daha önce dünyada iken bize verilen rızık!” diyecekler. Halbuki bu rızık onlara dünyadakine benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedi Sûresi 57. Ayet; Bulutu üstünüze gölge yaptık. Size, kudret helvası ile bıldırcın indirdik. “Verdiğimiz rızıkların iyi ve güzel olanlarından yiyin” dedik. Onlar verdiğimiz nimetlere nankörlük etmekle bize zulmetmediler fakat, kendilerine Sûresi 60. Ayet; Hani, Mûsâ kavmi için su dilemişti. Biz de, “Asanı kayaya vur” demiştik, böylece kayadan on iki pınar fışkırmış, her boy kendi su alacağı pınarı bilmişti. “Allah’ın rızkından yiyin, için. Yalnız, yeryüzünde bozgunculuk yaparak fesat çıkarmayın” Sûresi 126. Ayet; Hani İbrahim, “Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır” demişti. Allah da, “İnkâr edeni bile az bir süre, bu geçici kısa hayatta rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!” demişti. Sponsorlu Bağlantılar Bakara Sûresi 172. Ayet; Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a Sûresi 212. Ayet; İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar iman edenlerle alay etmektedirler. Allah’a karşı gelmekten sakınanlar ise, kıyamet günü bunların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık Sûresi 254. Ayet; Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta İmrân Sûresi 27. Ayet; “Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” Sponsorlu Bağlantılar Âl-i İmrân Sûresi 37. Ayet; Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımıyla görevlendirdi. Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu. “Meryem, Bu sana nereden geldi?” derdi. O da “Bu, Allah katından” diye cevap verirdi. Zira Allah, dilediğine hesapsız rızık İmrân Sûresi 169/170. Ayetler; Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler,Rableri katında Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan henüz şehit olmamış kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler. Sponsorlu Bağlantılar Nisâ Sûresi 5. Ayet; Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz Sûresi 8. Ayet; Miras taksiminde kendilerine pay düşmeyen akrabalar, yetimler ve fakirler hazır bulunurlarsa, onlara da maldan bir şeyler verin ve onlara gönüllerini alacak güzel sözler Sûresi 39. Ayet; Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman etselerdi ve Allah’ın verdiği rızıktan gösterişsiz olarak harcasalardı kendilerine ne zarar gelirdi? Allah, onları en iyi Sûresi 88. Ayet; Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının. Sponsorlu Bağlantılar Mâide Sûresi 114. Ayet; Meryem oğlu İsa, “Ey Allahım! Ey Rabbimiz! Bize gökten bir sofra indir ki; önce gelenlerimize zamanımızdaki dindaşlarımıza ve sonradan geleceklerimize bir bayram ve senden gelen bir mucize olsun. Bizi rızıklandır. Sen rızıklandıranların en hayırlısısın” Sûresi 140. Ayet; Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah’ın kendilerine verdiği rızkı -Allah’a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir. Gerçekten onlar sapmışlardır. Doğru yolu bulmuş da Sûresi 142. Ayet; Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir. Allah’ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o, sizin için apaçık bir Sûresi 151. Ayet; Ey Muhammed! De ki “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. Zina ve benzeri çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah’ın haram dokunulmaz kıldığı canı size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.” Sponsorlu Bağlantılar A’râf Sûresi 32. Ayet; De ki “Allah’ın, kulları için yarattığı zîneti ve temiz rızkı kim haram kılmış?” De ki “Bunlar, dünya hayatında mü’minler içindir. Kıyamet gününde ise yalnız onlara özgüdür. İşte bilen bir topluluk için âyetleri, ayrı ayrı açıklıyoruz.”A’râf Sûresi 50. Ayet; Cehennemlikler de cennetliklere, “Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın” diye çağrışırlar. Onlar, “Şüphesiz, Allah bunları kafirlere haram kılmıştır” Sûresi 160. Ayet; Biz onları on iki kabile halinde topluluklara ayırdık. Tîh sahrasında susuzluktan sıkılan kavmi Mûsâ’dan su istediğinde biz ona, “Asânı taşa vur” diye vahyettik. Vurunca taştan on iki pınar fışkırdı. Herkes kendi su içeceği yeri bildi. Üzerlerine bulutu da gölgelik yaptık ve onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin iyi ve temiz olanlarından yiyin” dedik. Onlar bize zulmetmediler, fakat kendi nefislerine Sûresi 3. Ayet; Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. Sponsorlu Bağlantılar Enfâl Sûresi 4. Ayet; İşte onlar gerçekten mü’minlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık Sûresi 26. Ayet; O vakti hatırlayın ki siz yeryüzünde güçsüz ve zayıf idiniz. İnsanların sizi kapıp götürmesinden korkuyordunuz. Derken Allah sizi barındırdı, yardımıyla destekledi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı ki Sûresi 74. Ayet; İman edip hicret eden ve Allah yolunda cihad edenler ve muhacirleri barındırıp onlara yardım edenler var ya; işte onlar gerçek mü’minlerdir. Onlar için bir bağışlanma ve bol bir rızık Sûresi 31. Ayet; De ki “Sizi gökten ve yerden kim rızıklandırıyor? Ya da işitme ve görme yetisi üzerinde kim mutlak hakimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? İşleri kim yürütüyor?” “Allah” diyecekler. De ki “O halde Allah’a karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?” Sponsorlu Bağlantılar Yûnus Sûresi 59. Ayet; De ki “Allah’ın size indirdiği; sizin de, bir kısmını helâl, bir kısmını haram kıldığınız rızıklar hakkında ne dersiniz?” De ki “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”Yûnus Sûresi 93. Ayet; Andolsun, biz İsrailoğullarını çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara temiz rızıklar verdik. Kendilerine bilgi gelinceye kadar ayrılığa düşmediler. Şüphesiz ki, ayrılığa düşmüş oldukları şeyler hakkında Rabbin kıyamet günü aralarında hükmünü Sûresi 6. Ayet; Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a âit olmasın. Her birinin dünyada duracakları yeri de, öldükten sonra emaneten konulacakları yeri de o bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da yazılı Sûresi 88. Ayet; Şu’ayb şöyle dedi “Ey kavmim! Söyleyin bakayım, ya ben Rabbimden gelen açık bir delil üzere isem ve katından bana güzel bir rızık vermişse!… Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum. Ben sadece gücüm yettiğince sizi düzeltmek istiyorum. Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ben sadece ona tevekkül ettim ve sadece ona yöneliyorum.” Sponsorlu Bağlantılar Yûsuf Sûresi 37. Ayet; Yûsuf dedi ki “Sizin yiyeceğiniz yemek size gelmeden önce onun ne olduğunu bildiririm. Bu, bana Rabbimin öğrettiklerindendir. Ben, Allah’a inanmayan ve ahireti inkar eden bir milletin dinini bıraktım.”Ra’d Sûresi 22. Ayet; Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır. Sponsorlu Bağlantılar Ra’d Sûresi 26. Ayet; Allah rızkı dilediğine bol verir, dilediğine de kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Halbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan Sûresi 31. Ayet; İnanan kullarıma söyle, namazı dosdoğru kılsınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan Sûresi 32. Ayet; Allah, gökleri ve yeri yaratan, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran, emri gereğince denizde yüzmek üzere gemileri emrinize veren, nehirleri de hizmetinize Sûresi 37. Ayet; “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin Kâbe’nin yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için böyle yaptım. Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”Hicr Sûresi 20. Ayet; Orada hem sizin için, hem de sizin rızık vermediğiniz kimseler için geçimlikler meydana Sûresi 56. Ayet; Bir de kendilerine rızık olarak verdiklerimizden mahiyetini bilmedikleri şeylere putlara pay ayırıyorlar. Allah’a andolsun ki, uydurmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya Sûresi 67. Ayet; Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret Sûresi 71. Ayet; Allah rızık konusunda kiminizi kiminizden üstün kıldı. Üstün kılınanlar rızıklarını ellerinin altındakilere vermezler ki rızıkta hep eşit olsunlar. Şimdi Allah’ın nimetini mi inkar ediyorlar?Nahl Sûresi 72. Ayet; Allah size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?Nahl Sûresi 73. Ayet; Allah’ı bırakıp da, kendilerine göklerden ve yerden hiçbir rızık sağlayamayan ve buna gücü de yetmeyen şeylere Sûresi 75. Ayet; Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel rızıktan gizli ve açık olarak Allah yolunda harcayan kimseyi misal verir. Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur, fakat onların çoğu Sûresi 112. Ayet; Allah şöyle bir memleketi misal verdi Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her taraftan bolca rızık gelirdi. Fakat Allah’ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden yaptıklarına karşılık Allah onlara şiddetli açlık ve korku ızdırabını Sûresi 114. Ayet; Artık Allah’ın size helâl ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin. Eğer yalnız ona ibadet ediyorsanız, Allah’ın nimetine Sûresi 30. Ayet; Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve dilediğine kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları Sûresi 31. Ayet; Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir Sûresi 70. Ayet; Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık. Onları karada ve denizde taşıdık. Kendilerini en güzel ve temiz şeylerden rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın bir çoğundan üstün Sûresi 19. Ayet; Böylece biz, birbirlerine sorsunlar diye onları uyandırdık. İçlerinden biri “Ne kadar kaldınız”? dedi. Bir kısmı “Bir gün, ya da bir günden az”, dediler. Diğerleri de şöyle dediler “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Şimdi siz birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; şehir halkından hangisinin yiyeceği daha temiz ve lezzetli ise ondan size bir rızık getirsin. Ayrıca, çok nazik davransın da dikkat çekmesin ve sizi hiçbir kimseye sakın sezdirmesin.”Meryem Sûresi 62. Ayet; Orada boş söz işitmezler. Yalnızca meleklerin “selam!” deyişini işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da Sûresi 81. Ayet; “Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlarından yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazabım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse o muhakkak helak olmuş demektir.”Tâhâ Sûresi 131. Ayet; Onlardan bazı kesimlere, kendilerini sınamak için dünya hayatının süsü olarak verdiğimiz şeylere gözünü dikme. Rabbinin rızkı daha hayırlı ve daha Sûresi 132. Ayet; Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah’a karşı gelmekten Sûresi 28. Ayet; Gelsinler ki, kendilerine ait bir takım menfaatlere şahit olsunlar ve Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belli günlerde onları kurban ederken Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de Sûresi 34. Ayet; Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık. İşte sizin ilahınız bir tek ilahtır. Şu halde yalnız ona teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele!Hac Sûresi 35. Ayet; Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan Sûresi 50. Ayet; Artık iman edip salih ameller işleyenler var ya, işte onlar için bir bağışlama, güzel bir nimet cennet Sûresi 58. Ayet; Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara gelince, Allah onlara muhakkak güzel bir rızık verecektir. Şüphe yok ki Allah, rızık verenlerin en Sûresi 72. Ayet; Ey Muhammed! Yoksa sen onlardan bir vergi mi istiyorsun da inanmıyorlar? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en Sûresi 26. Ayet; Kötü kadınlar, kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara layıktır. O temiz olanlar iftiracıların söyledikleri şeylerden uzaktırlar. Onlar için bir bağışlanma ve bolca verilmiş iyi bir rızık Sûresi 38. Ayet; Bütün bunları Allah, kendilerini yaptıklarının en güzeli ile mükafatlandırsın ve lütfundan onlara daha da fazlasını versin diye yaparlar. Allah dilediğini hesapsız olarak Sûresi 64. Ayet; Yoksa, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile birlikte başka bir ilah mı var!? De ki, “Eğer doğru söyleyenler iseniz kesin delilinizi getirin.”Kasas Sûresi 54. Ayet; İşte onların, sabredip kötülüğü iyilikle savmaları ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcamaları karşılığında, mükafatları kendilerine iki kez Sûresi 57. Ayet; Onlar, “Sizinle beraber doğru yolu tutarsak, kendi yurdumuzdan koparılıp çıkarılırız” dediler. Biz onları tarafımızdan bir rızık olarak, her türlü meyve ve mahsullerin kendisinde toplandığı, saygın ve güvenlikli bir yere yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu Sûresi 82. Ayet; Daha dün onun yerinde olmayı arzu edenler, “Vay! Demek ki Allah, kullarından dilediği kimselere rızkı bol verir ve dilediğine kısarmış. Allah bize lütfetmiş olmasaydı, bizi de yerin dibine geçirirdi. Demek ki kafirler iflah olmayacak” demeye Sûresi 17. Ayet; “Siz Allah’ı bırakarak ancak putlara tapıyorsunuz ve yalan uyduruyorsunuz. Allah’ı bırakarak taptıklarınızın size hiçbir rızık vermeye güçleri yetmez. Öyle ise rızkı Allah’ın katında arayın. O’na kulluk edin ve O’na şükredin. Siz yalnız O’na döndürüleceksiniz.”Ankebût Sûresi 60. Ayet; Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar yiyecek biriktirmezler. Onları da sizi de Allah rızıklandırır. O hakkıyla işitendir, hakkıyla Sûresi 62. Ayet; Allah kullarından dilediğine bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla Sûresi 23. Ayet; Geceleyin uyumanız ve gündüzün onun lütfundan istemeniz de O’nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler Sûresi 28. Ayet; Allah size kendinizden şöyle bir örnek getirdi Kölelerinizden, verdiğimiz rızıklarda sizinle eşit haklara sahip olan ve birbirinizden çekindiğiniz gibi kendilerinden çekindiğiniz ortaklarınız var mı? Düşünen bir topluluk için âyetleri böyle ayrı ayrı Sûresi 37. Ayet; Allah’ın, rızkı dilediğine bol verdiğini ve dilediğine kıstığını görmediler mi? Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler Sûresi 40. Ayet; Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır. Allah’a koştuğunuz ortaklardan, bunlardan herhangi bir şeyi yapabilen var mı? O, onların ortak koştuklarından uzaktır, Sûresi 16. Ayet; Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için Sûresi 31. Ayet; İçinizden kim Allah’a ve Resülüne itaat eder ve salih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık Sûresi 4. Ayet; Allah’ın, iman edip salih amel işleyenleri mükâfatlandırması için her şey o kitapta tespit edilmiştir. İşte onlar için bir bağışlanma ve bereketli bir rızık Sûresi 15. Ayet; Andolsun, Sebe’ halkı için kendi yurtlarında bir ibret vardı Biri sağda biri solda iki bahçe bulunuyordu. Onlara şöyle denilmişti “Rabbinizin rızkından yiyin ve O’na şükredin. Beldeniz güzel bir belde, Rabbiniz de çok bağışlayıcı bir Rabdir.”Sebe’ Sûresi 24. Ayet; De ki “Size göklerden ve yerden kim rızık verir?” De ki “Allah. O halde ya biz hidayet veya apaçık bir sapıklık üzereyiz, ya da siz!”Sebe’ Sûresi 36. Ayet; Ey Muhammed, de ki “Şüphesiz, Rabbim rızkı dilediğine bol verir ve dilediğine kısar. Fakat insanların çoğu bilmezler.”Sebe’ Sûresi 39. Ayet; De ki “Şüphesiz, Rabbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Allah yolunda her ne harcarsanız Allah onun yerine başkasını verir. O rızık verenlerin en hayırlısıdır.”Fâtır Sûresi 3. Ayet; Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilah yoktur. O halde nasıl oluyor da haktan döndürülüyorsunuz?Fâtır Sûresi 29. Ayet; Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret Sûresi 47. Ayet; Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkar edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” Sûresi 41/42. Ayetler; İşte onlar için belli bir rızık, meyveler vardır. Onlar ikram gören Sûresi 54. Ayet; İşte bu bizim verdiğimiz rızıktır. Ona asla tükenme Sûresi 52. Ayet; Bilmediler mi ki, Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler Sûresi 13. Ayet; O, size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indirendir. Ancak O’na yönelen, düşünüp ibret Sûresi 40. Ayet; “Kim bir kötülük yaparsa, ancak onun kadar ceza görür. Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse işte onlar cennete girecek ve orada hesapsız olarak rızıklandırılacaklardır.”Mü’min Sûresi 64. Ayet; Allah, yeryüzünü sizin için karar kılma yeri, göğü de binâ yapan; size şekil verip de şekillerinizi güzel kılan ve sizi temiz şeylerle rızıklandırandır. İşte Rabbiniz Allah! Âlemlerin Rabbi Allah ne yücedir!Fussilet Sûresi 10. Ayet; O, dört gün içinde dört evrede, yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir Sûresi 12. Ayet; Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla Sûresi 19. Ayet; Allah kullarına çok lütufkârdır, dilediğini rızıklandırır. O, kuvvetlidir, mutlak güç Sûresi 27. Ayet; Allah kullarına tümüne birden rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla Sûresi 36/39. Ayetler; Dünyalık olarak size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükafat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ danışma ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar Sûresi 5. Ayet; Geceyle gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın gökten rızık sebebi olarak yağmur indirip, onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde, rüzgarları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için deliller Sûresi 16. Ayet; Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik. Onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları dönemlerinde âlemlere üstün Sûresi 9/11. Ayetler; Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler ekinler, birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları bitirdik ve böylece onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte dirilip kabirlerden çıkış da Sûresi 22. Ayet; Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler Sûresi 57. Ayet; Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de Sûresi 58. Ayet; Şüphesiz Allah rızık verendir, güçlüdür, çok Sûresi 81/82. Ayetler; Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?Vâkıa Sûresi 88/89. Ayetler; Fakat ölen kişi Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti Sûresi 11. Ayet; Durum böyle iken onlar bir ticaret veya bir oyun eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona koştular ve seni ayakta bıraktılar. De ki “Allah’ın yanında bulunan, eğlence ve ticaretten daha hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”Münâfikûn Sûresi 10. Ayet; Herhangi birinize ölüm gelip de, “Ey Rabbim! Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!” demeden önce, size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda Sûresi 3. Ayet; Onu beklemediği yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter. Şüphesiz Allah emrini yerine getirendir. Allah her şeye bir ölçü Sûresi 7. Ayet; Eli geniş olan, elinin genişliğine göre nafaka versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden o ölçüde harcasın. Allah bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık Sûresi 11. Ayet; İman edip salih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah’ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber gönderdi. Kim Allah’a inanır ve salih bir amel işlerse Allah onu, içinden ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allah gerçekten ona güzel bir rızık Sûresi 15. Ayet; O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak Sûresi 21. Ayet; Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip Sûresi 16/17. Ayetler; Yine de ki “Bana şöyle de vahyedildi Eğer yolda dosdoğru olurlarsa mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız ki bununla onları imtihan edelim. Kim Rabbinin zikrinden Kur’an’dan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.”Fecr Sûresi 16. Ayet; Ama onu deneyip rızkını daraltınca da, “Rabbim beni aşağıladı” der.
rızık ile ilgili ayet meali